30 milyon bulunursa Kocaeli kodlayacak

Yıllarca eğitimde ezberciliği, müfredatı, yönetici atamalarını, haksız rekabete dayalı sınav sistemini, en çok da PISA sıralamasını eleştirdik.

Son yıllarda eğitimde yenilikçi yaklaşımlar ve teknolojik gelişmelerin yaygınlaşmasıyla sistemde değişiklik mesajları verilmeye başladı.

Milli eğitim bakanlığı kodlamanın dünyada olduğu gibi Türkiye’de de bir eğitim politikası olarak sürdürebilmek için kollar sıvandı

Dijital dünyanın süper beyinleri ile tanışmak için anaokullarından liseye kadar her kademedeki öğrencilerin “kodlama eğitimi” alacağı açıklandı.

İllerde bilişim ve teknoloji eğitimi ve rehber öğretmenlere “kodlama eğitimi” verildi.

İlçelerde hafta içi ve hafta sonları açık olacak ve her türden sınıfın bulunduğu “kodlama merkezleri” kuruldu.

Büyükşehir Belediyesi, “Kocaeli Kodluyor” projesine destek olmak amacıyla Bilim Merkezi kurdu, Bilim Fuarı düzenledi, öğrencilere 8 yılda 219 bin tablet dağıttı.

Türkiye Vodafone Vakfı ve Habitat Derneği işbirliği ile gerçekleştirilen “Yarını Kodlayanlar” projesi kapsamında 7-14 yaş arasındaki çocuklara kodlama eğitimi veriyor.

Çocuklarımızın dijital dünyaya entegre olması için yararlı programlar hazırlanıyor.

Hepsi tamam da kodlama nedir ve ne amaçlanıyor?

Öğrencilerin yaşamında ne değişecek?

Kodlama; Diğer adıyla programlama kelime anlamıyla belirli şartlara ve düzene göre yapılması öngörülen işlemlerin bütünü anlamına gelir.

Teknolojideki gelişmeler sistematik ve alternatif düşünme becerisini geliştiren, olaylar arasındaki bağlantıyı görmeyi sağlayan programlamayı eğlenceli ve öğretici olarak çocuklara öğretmek.

Programlama öğrenmek insana sistematik düşünme, problem çözebilme, olaylar arasındaki ilişkileri görebilme, yaratıcı düşünebilme gibi beceriler kazandıracak.

KOCAELİ KODLUYOR

Kocaeli, eğitimin her alanında olduğu gibi kodlama eğitiminde de önemli mesafe aldı.

Eğitimde kaliteyi arttırmak, başarı çıtasını yükseltmek için ODAK projesi, hizmet içi eğitimler ve motivasyon seminerleri ile yönetici be öğretmenlere özgüven kazandıran milli eğitim il müdürü Fehmi Rasim Çelik’in bugünlerde gündemi, “Kocaeli Kodluyor” projesini hayata geçirmek.

Rasim hocanın amacı; çocuklara üretim yeteneği kazandırmak, yeni üretim araçlarını kullanmayı öğretmek, üreten bir neslin felsefesini aşılamak, paylaşarak büyümeyi çoğaltmak.

Özetle anasınıfından lise son sınıfa kadar tüm çocuklarımızın milli yazılımları kullanmasına, üretmesine, geliştirilmesine öncülük etmek, yardımcı olmak.

Rasim hoca her zamanki gibi heyecanlı, ekibi ve çalışma arkadaşları ile 7/24 çalışıyor.

Geçtiğimiz günlerde yaptığı“Kodla Kocaeli” sunum sonrası Başbakan Yardımcısı Fikri Işık ve Vali Hüseyin Aksoy’un takdirlerini alması Rasim hocayı projeyi en kısa zamanda Kocaeli’nin geneline yaymak konusunda umutlandırmış.

Yaklaşık 750 öğretmenin görev alacağı proje, 244 anaokulu, 116 ilkokul, 133 ortaokul, 103 lisede hayata geçirilecek.

MIT (Massachusetts Institue of Teknology) tarafından geliştirilen Scratch yazılım ile Kodlama ve Mobil Uygulama Eğitimini verecek eğitimciler hazır.

Her kademede eğitim verecek eğitimciler hazır.

30 MİLYON TL LAZIM

Çocukların deneyimleyerek öğrendiği teknolojiyi, bilgi ve fikirleri paylaşacağı “kodlama, üretim tasarım, elektronik ve robotik”ten oluşan yeni nesil atölyeye ihtiyaç var.

Her ilçede hafta içi ve hafta sonları açık, her türden sınıfın bulunduğu toplam 12 kodlama merkezinin kurulması gerekiyor.

Liselerde siber güvenlik, sanayi 4.0, 3 boyutlu yazıcı, robotik elektronik konusunda eğitici ve malzemeye ihtiyaç olacak

Kodlama eğitimleri; eğitim teknolojileri ile bu konuda istekli olan tüm öğretmenlere eğitim verilecek.

TÜBİTAK, GTÜ ve KOÜ gibi kurumlarla işbirliği yaparak Robotik eğitimler için bu konuda faaliyet gösteren kamu ve sivil toplum kuruluşlarından destek alınacak.

Siber güvenlik konusunda çalışma yürüten TÜBİTAK ve siber güvenlik firmalarından eğitici desteği istenecek.

Yaklaşık 200 bin öğrenciyi ilgilendiren “Kodla Kocaeli” projesini hayata geçirebilmek için 30 milyon liraya ihtiyaç var.

Kodlama, Üretim Tasarım, Elektronik, Robotik olmak üzere 4 bölümden oluşan atölyelerde dijital dünyaya entegre olmasını istediğimiz çocuklarımızın deneyimleyerek öğreneceği teknoloji, bilgi ve fikirleri paylaşarak üretim yapacağı yeni nesil atölyeleri milli eğitim bütçesi ile hayata geçirmemiz imkansız.

Her zaman olduğu gibi 30 milyonu bulmak, ilçelerde Kodlama Merkezleri açmak ve her derecedeki okullarda atölyeler kurmak için hayırsever iş adamlarımız ve sanayicilerimize düşüyor.

Vali Hüseyin Aksoy önümüzdeki günlerde Başbakan Yardımcısı Fikri Işık’ın başkanlığında KSO, KOTO, GTO ve OSB başkanları ile bir araya gelir, “Kodla Kocaeli” projesini hayata geçirmek için 30 milyon liraya ihtiyaç olduğunu anlatırsa hiçbir sanayici ve iş adamı “hayır” demez.

8 yılda 6. Sınıf öğrencilerine 219 bin tablet dağıtan Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu önümüzdeki yıl tablet yerine İzmit ne Gebze’de 2 Kodlama Merkezi yapacak.

Tüm anaokullarındaki Kodlama Atölyelerini üstlenen Başkan Karaosmanoğlu, bilgi evlerine de Kodlama Atölyeler kuracak.

Sanayicilerin kuracağı ilçelerde kodlama merkezi, okullarda kodlama atölyelerindeki “siber güvenlik, sanayi 4.0, 3 boyutlu yazıcı, robotik elektronik” alanlarında eğitim alacak çocukların bilişimselve algoritmik (sistematik) düşünme becerilerini geliştirecek.

Kodlamabecerisi; çocuklara etraflarını saranbilgisayarlı makineler ve büyük veri yığınlarıile iletişime geçmelerini, onlara neyapmaları gerektiğini emredebilmelerinive onlardan gelen sinyalleri anlayabilmelerinisağlayacak.

Bırakın milli eğitim bakanlığını Microsoft gibi dev yazılım şirketlerin de kodlama eğitimine yönelik çalışmalar yürüttüğünü dikkate aldığımızda sanayici ve iş adamlarının verecekleri desteğin önemi daha da iyi anlaşılıyor olmalı.

Sanayiciler Kodlama ve Robotik Atölyelerine destek vermek için Vali Aksoy’un çağrısını bekleyedursun bazı ilkokullarda öğrencilerin Lego Wedo, 3D Yazıcı, 3D Kalem, Scratch, Algoritmanın temelini oluşturan tüm uygulamaların yer aldığı “Kodlama ve Robotik Atölyesi” çoktan açıldı.

********************

HALKEVİ ESNAFI YIKIM VE

5 YILLIK KİRAYI ÖDEYECEK

Halkevi meydanında hazine ve belediye arsası üzerindeki dükkan sahipleri ile belediye arasında süren yargı süreci sona erdi.

Yaklaşık 15 yıldır devam eden hukuk mücadelesinin son 5 yılı çıkmamakta direnen dükkan sahiplerinin süreci uzatmakla geçti.

2017’nin son günlerinde yargı İzmit Belediyesi’ni haklı buldu dükkan sahiplerine “haksız işgal ettiğiniz dükkanları boşaltın” dedi.

2018’in ilk günlerinde İzmit Kaymakamlığı dükkan sahiplerine yargı kararını tebliğ ederek dükkanları boşaltmalarını istedi.

Boşaltılan dükkanlar İzmit belediyesi ekiplerince önce boşaltıldı sonra yıkıldı.

Dükkan sahipleri İzmit Belediyesine ve doğrudan söylemeseler de boşaltma kararı veren yargıya öfkeliler.

Ama asıl öfke ve tepki bundan sonra başlayacak gibi görünüyor.

Dükkan sahipleri boşaltılan dükkanları yıkmadıklarına pişman olacaklar.

İzmit Belediyesi’nin göndereceği yıkım faturası ile ikinci kez darbe yiyecekler.

En büyük darbeyi, yargı kararına itiraz ettikleri tarihle birlikte ödemedikleri kiranın “ecrimisil” ile birlikte düzenlenecek ödeme kararı tebliğ edildiğinde alacaklar.

25 Aralık’ta yazdığım “Halkevi meydanındaki dükkanlar önce boşaltılacak sonra yıkılacak” başlıklı yazımı, “Umarım yargı kararı uygulanırken kimsenin burnu kanamaz, kimse mağdur edilmez” diyerek bitirmiştim.

Öyle de oldu. Önümüzdeki günlerde diğer dükkanlar yıkılırken de dükkan sahipleri ile polis karşı karşıya gelmez.

Aynı sağduyu yıkım ve ödenmeyen birikmiş kira bedellerin ecrimisil ile birlikte istenirken de yaşanmaz.

****************

YAHYA KAPTAN HEYKELİNİ

DİKENLER BUGÜN NEREDE?

Bugün sokağa çıkıp “Yahya Kaptan’ı” sorsanız 10 kişiden dokuzu İzmit’in doğusunda ki mahalleyi tarif eder.

Belki tarih okumuş, mürekkep yalamış bir kişi, Yahya Kaptan’ın kurtuluş savaşında düşmana karşı mücadele eden bir kahraman olduğunu söyler.

Milli mücadeleyi engellemek isteyen İstanbul hükümeti ile İngiliz işbirlikçileri tarafından 8 Ocak 1920 tarihinde Gebze-Tavşancıl’da ensesinden vurularak şehit edildiğini anlatır.

Eli kalem tutanlar da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün en büyük eserim dediği Nutuk’ta Yahya Kaptan’dan övgü ile bahsettiğini, heykelinin dikilmesini istediğini yazar.

Milli mücadele kahramanı Arnavut kökenli Kosavalı Yahya Kaptan Anıt Mezarı 1990 yılında Gebze Kaymakamlığı ve Tavşancıl Belediyesince Tavşancıl beldesine yaptırılarak Atatürk’ün vasiyeti gecikmeli de olsa yerine getirilir.

İkincisi, 1995 yılında Bekirpaşa Belediyesi tarafından Süleyman Demirel Kültür Merkezi bahçesinde törenle açılır.

Üçüncüsü, 2013’te İzmit Belediyesi tarafından Yahya Kaptan Mahallesi girişine yaptırılır.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün övgü ile bahsettiği Yahya Kaptan 29 yaşındayken 98 yıl önce bugün 8 Ocak 1920’de şehit edilmişti.

Merak ediyorum;

Yahya Kaptan’a sahip çıktığını söyleyenlerden, Atatürk’ün vasiyetini yerine getirmek için heykelini yaptırma yarışına girenlerden(!) kaçı bugün Yahya Kaptan’ı hatırlayacak, diktirdiği heykellerinin karşısına geçip saygı duruşunda bulunacak, ruhuna Fatiha okuyacak.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere Yahya Kaptan ve onun gibi şehit edilen tüm milli mücadele kahramanlarını rahmet ve şükranla anıyorum.

Ruhları şad olsun.

**********************

KOTO’NUN MEDYA ÇALIŞTAYINDA

MEDYANIN PATRONLARI YOKTU!

Demokratik toplumlarda kuvvetler ayrılığı güçleri“Yasama, Yürütme, Yargı” olarak sayılır.

Yasalarda yazmasa da uygulamada halkın savunucusu, özgürlüklerin güvencesiolarak bilinen “medya” dördüncü güç olarak anılır.

Son dönemde gerçeğin üstünü örtmek ya da sahte gündem oluşturmakgibibir misyon üstlenen medya;kötü niyetli ve kendi çıkarlarını koruyup kollayan kişilerin eline geçerekgüven yitirmeye başladı.

Tehdit, şantaj, masa başında asparagas haber yaparak, bilgi kirliliği yaratarak şöhret, para, statü kazanmak isteyenlerin adresi oldu.

İlkeli, seviyeli, gerçek, güncel, kamu yararı haber yapanlar ise ayakta durabilmek için olağanüstü çaba harcamak zorunda kaldı.

Sonuç olarak medya patronları ve yöneticileri kendi sorunlarını tartışmak ve çözüm aramak yerine başkalarının sorunlarıyla ilgilenmeye başladı.

Kocaeli Ticaret Odası (KOTO) ev sahipliğinde15. ve 19. meslek komitelerinin düzenlediği “Medya ve İletişim Sektörü Çalıştayı”na katılmadıkları gibi.

Benzer toplantılara katılmayan kurum yöneticilerini en ağır şekilde3eleştiren medya patronlarının her ortamda şikayet ettikleri sorunların konuşulduğu KOTO Çalıştayına katılmamalarını anlamak mümkün değil.

TOBB Medya ve İletişim Sektör Başkanı Hakan Güldağ Ankara’dan,TOBB Sektör Meclisinde yer alan Vahap Munyar ve Şeref Oğuz İstanbul’dan gelerek KOTO toplantısına katılıyor, görüşlerini açıklıyor.

Yerel medya ve internet patronlarının ana gelir kaynağı resmi ve özel reklamlarla ilgili düzenlemeler yapılırken yaşanan sorunları ilk ağızlardan dinlemek istiyorlar ama kimse yok.

Sözüm konuştukları zaman mangalda kül bırakmayan toplantıya katılmayan medya patronlarına

KOTO 15. ve 19. meslek komite üyesi olarak toplantılara katılmayacaksın,sorunlarını ve şikayetlerini anlatmayacaksın

Sonra da çıkıp reklam ve ilan pastasının küçüldüğünden, yeterince yararlanamadığında dem vurarak ağlayacaksın,

Yok öyle yağma. Bu tür toplantılara kat5ılacaksın, sorunlarını dile gbetireceksin ki pastadan alacağın payı büyülterek yanında çalıştırdığın emekçilere aylıklarını öderken sızlanmayacaksın.