SEMREL ORUÇ AŞCI - PINAR GÜL TARHAN -Tam 20 yıl önce bugün saat 03.02'de merkez üssü Gölcük olan ve yaklaşık 45 saniye süren 7.4 büyüklüğündeki depremin acısı dün gibi tazeliğini koruyor. Depremde en çok etkilenen Gölcük’te Değirmendere Sahili’nin derinlikleri bugün adeta bir müzeyi andırıyor. Batık Şehir olarak da bilinen bu bölgede, depremin ardından arama kurtarma çalışmalarına büyük destek veren ve o dönem Deniz Kuvvetleri’nde asker olan Murat Kulakaç, sular altındaki depremin yaşayan izlerini tüm çıplaklığıyla gazetemize anlattı. Kulakaç, buranın Deprem Müzesi olarak dalış turizmine kazandırılmasının ve gelecek nesillere de gerçek deprem görüntülerinin aktarılmasının tek arzuları olduğunu söylüyor.
GAZETEMİZİN ONURSAL BAŞKANI VE AİLESİ
17 Ağustos 1999 tarihinde gece saat 03.02’de meydana gelen ve Kocaeli, Gölcük, Düzce, Sakarya, İstanbul ve Yalova'da büyük can ve mal kaybına neden olan depremde aralarında gazetemizin Onursal Başkan’ı merhum Hüseyin Demiray, eşi ve çocuklarının da bulunduğu resmi verilere göre 17 bin 480 kişi hayatını kaybetmiş, on binlerce kişi de yaralanmıştı
.
BATIK ŞEHİR’İN ÜSTÜNDE SOHBET
O dönem depremin merkez üssü olan Gölcük’te Değirmendere Sahili’nde sürdürülen arama kurtarma çalışmalarında bugün Türkiye’nin en fazla balıkadam yetiştiren dalış kulüplerinden Değirmendere Su Altı Sporları Kulübü’nü kuran ve yetiştirdiği öğrencileri tarafından 7 ayrı dalış kulübünün kurulmasında katkısı bulunan Murat Kulakaç da yer aldı. Yıllar önce Deniz Kuvvetleri’nde birinci sınıf dalgıçlık yapan emekli asker ve şu anda cankurtaran eğitmenliği yapan Kulakaç ile geçtiğimiz hafta depremin yaşandığı bölgede sohbet gerçekleştirdik.
YETİŞTİRDİĞİ 10 DALGIÇLA DESSAT’I KURDU
Bir müzeyi andıran Batık Şehir’in üzerinde gerçekleştirdiğimiz sohbetimizde DESSAT Kurucu Başkanı emekli asker ve cankurtaran eğitmeni Murat Kulakaç, hafızasından silinmeyen o anları, arama kurtarma çalışmalarına sağladığı katkıları ve yetiştirdiği başta Alper Yalçın gibi eğitmen olan 10 arama kurtarma dalgıcıyla 2005 yılında kurduğu DESSAT’ın faaliyetlerini kısaca anlattı.
“HALKIN TALEBİYLE DALGIÇ YETİŞTİRDİK”
Depremde görev alan Kulakaç, “Değirmendere sahilinin derinlikleri trajedinin izleriyle dolu. Çok zor ve acı dolu bir süreçti. O dönem arama kurtarma çalışmalarına destek verdik. Bütün ekip bölgeyi bir haftada terk etti. Dışarıda bir tane sportif dalgıç kalmadı. Ardından Değirmendere Belediyesi ve bölge halkının da yoğun talebiyle arama kurtarma dalgıçları yetiştirdik. 10 dalgıç yetiştirerek kulübümüzü 2005’te kurduk. Şu anda da Yalı MahallesiZeytinoğlu Sokak No:3 adresimizde kendi imkanlarımızla faaliyetlerimizi sürdürüyoruz” şeklinde konuştu.
“BÜYÜKŞEHİR PROTOKOLÜ İPTAL ETTİ”
DESSAT olarak yaptıkları faaliyetlerden de kısaca bahseden Kulakaç, “Daha sonra 5 yıl yetiştirdiğimiz dalgıçlarla Kandıra sahillerinde 30 kişiyle cankurtaran ekibinin kuruluşuna destek verdik. 2011 yılına kadar Büyükşehir Belediyesi ile protokol yaptık. Arama kurtarma çalışmaları kapsamında civar illere de destek verdik. 2011’de Büyükşehir tarafından protokolün iptali üzerine bugün kendi imkanlarımızla faaliyetlerimize devam ediyoruz. 10 kişiyle kurulan ve bölge halkını su altı ile tanıştırmayı hedefleyen DESSAT’ın bugün 500 aktif üyesi, 100’e yakın da arama kurtarma dalgıcı var. Kulübümüz, 2008’de Değirmendere Spor bünyesinden ayrılarak yine faaliyetlerini sürdürmektedir. Şimdi yetiştirdiğimiz öğrencilerimiz Karamürsel, Şirinyalı, Eskihisar, Değirmendere, Kerpe gibi yerlerde 7 tane dalış kulübü kurdu” dedi.
“SULAR ALTINDA”
Depremin ardında bıraktığı izleri tüm detaylarıyla anlatan Kulakaç, “Değirmendere Çınarlık Meydanı’ndaki ağaçların yarısı şu anda görünür pozisyonda. Bölgedeki alan 1999 Depremi nedeniyle şu anda sular altında. Burada büyük bir dere var. Şu anda ıslah edildi ama eski haliyle alüvyon getirip buraya yığıyor. İnsanlar ağaç dikiyor, tekrar alüvyon getiriyor ve yığıyor. Daha sonra evler, çay bahçeleri, otel yapılıyor. Devlet de vapur iskelesi yerleştiriyor” diye konuştu.
“AĞACI KESİP AŞILAMA PLANLIYORUZ”
Devamında Kulakaç, “Bu alanda 20’ye yakın bina, 3 katlı bir otel, irili ufaklı restoranlar, çay bahçeleri ve Avcılar Kulübü var. Depremin birinci hareketiyle Gölcük yönüne doğru savruluyor, toprakla beraber. Binalar hiçbir şekilde yıkılmıyor. Ağaçlar olduğu gibi gidiyor. Yumuşak toprakta olan bazı ağaçlar kökünden sökülüyor. Şu anda 22 metre derinlikte dev bir çınar var. Gövdesi toprağa gömülü vaziyette ve hala tatlı su ile besleniyor. Bunu da nereden anlıyoruz? Gövdesi hala kahverengi. İnşallah önümüzdeki yıl 17 Ağustos’ta fotosentez yapacak şekilde ağacı kesip aşılamayı planlıyoruz” şeklinde konuştu.
“40’A YAKIN ÇINAR SU ALTINDA”
Açıklamalarına devam eden Kulakaç, “Onun haricinde hemen yan tarafında Koruk Restoran’ın olduğu bölge 22 metrede. Çay bahçesi 37 metrede. Onların yanındaki irili ufaklı çınar ağaçları da serpilmiş durumda. 40’a yakın çınar ağacı şu an sular altında. İki tanesi dik durumda, diğerleri de yarı yatık ve kökünden sökülmüş durumda. Normalde yüzlerce insan bir araya gelseniz hiçbir şekilde yerinden oynatamazsınız ama doğanın gücü onu kökünden sökmüş” dedi.
“OTELE AİT HER ŞEYİ SÖKÜP SATMIŞLAR”
Kulakaç, “Karamürsel yönünde de Koruk Otel var. Koruk Otel de depremde blok halinde kayıyor ve maalesef içinde konaklayan 25’e yakın insan da deprem şehitleri olarakkayıtlara geçiyor. Daha sonra sanayi dalgıçları o binayı zemininde bulunan kuyumcunun kasasını çıkarmak için blok halinde yıkıyor. Deprem sonrası kontrol amaçlı gelen diğer sanayi dalgıçları pencerelerini, çeşmelerini, binanın her şeyini söküp cüzi miktara satıyorlar. Çay bahçeleri 41 metrede. Sıra sıra olduğu gibi duruyor. Onlara çok fazla zarar gelmemiş” diye konuştu.
“ARZUMUZ DEPREM MÜZESİ OLMASI”
Son olarak Kulakaç, “Evet, 17 Ağustos’un üzerinden 20 yıl geçti. Unuttuğumuz gerçekler var. Dışarıyı biz onardık ama suyun altında deprem müzesi doğal haliyle duruyor. Acı ama buranın bir Deprem Müzesi olarak dalış turizmine kazandırılması, o haliyle koruma altına alınması, gelecek nesillere gerçek deprem görüntülerinin aktarılması ve bu konuda da kamuoyu bilinci oluşturulmasını arzu ediyoruz. Üstte izler silindi ama denizde hala yaşıyor” ifadelerine yer verdi.
Yorum yazarak Bizim Yaka Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bizim Yaka Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bizim Yaka Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bizim Yaka Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Bizim Yaka Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bizim Yaka Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bizim Yaka Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bizim Yaka Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.